Homeopat Serdar Büyüközer tarafından kaleme alınmış ve izniyle burada kullanılmıştır.

Bir çocuğa homeopati nasıl anlatılır?

Hani bazen hasta oluruz ya, ateşimiz çıkar, boğazımız ağrır, öksürürüz, kusarız, oyun oynamak istemeyiz, yemek yiyemeyiz. İyileşmek için bazen tadı kötü ilaçlar yutmak zorunda kalırız, bazen doktor kolumuza ya da popomuza iğne batırır. Hah, işte onların hiç biri homeopatide yok.

Homeopati bilen bir doktora gidersen, senin yine boğazına bakabilir, kalbini dinleyebilir, karnına dokunabilir ama acı ilaç vermez, iğne yapmaz.

Çünkü homeopatide iğne yok, acı ilaç yok. Homeopati bilen doktor sana iyi gelecek ilacı bulabilmek için seninle ve anne babanla konuşur, arkadaşlarınla, oyuncaklarınla nasıl oynadığını sorar. Nasıl uyuduğunu, neleri yemeyi sevdiğini, neleri yemeyi sevmediğini sorar. Sonra da sana hangi ilacı vermesi gerektiğine karar verir. Bu kadar kolay, bu kadar acısız. Üstelik eğer istersen, kendi ilacını annenle, babanla veya doktorunla birlikte hazırlayabilirsin, çok eğlencelidir. Tadı güzel olan o minicik hapı içi su dolu bir şişeye koyup çalkaladıktan sonra içeceksin çünkü.

Bir Ergene homeopati nasıl anlatılır?

Bazı hastalıklar hiç bir şey yapmasak da kendi kendine geçer. Mesela nezle. Ama daha ciddi sağlık sorunları için yardım almadan iyileşemiyoruz. Ameliyat gerektiren durumlar, kırık çıkık, yanık ve yaralanmalar için acilen bir klasik tıp hizmeti almamız gerekir. İlk müdahaleden sonra iyileşmeyi hızlandırmak için yine homeopatiden yararlanabiliriz. Ya da kendi kendine kolayca geçmeyen, iştahsızlık, uykusuzluk, sınav korkusu, akne, çekingenlik gibi konularda bir homeopatın yardımı daha etkili olacaktır. Çünkü homeopatik ilaçlar sadece bedende değil, kişinin duygu ve zihin yapısı üzerinde de etki ederek çok derin çalışırlar. Bu nedenle iyileşme bir daha ilaç kullanmayı gerektirmeyecek şekilde kalıcı olur. Ayrıca nezle gibi durumlardan da homeopati sayesinde daha hızlı ve daha az acı çekerek kurtulabiliriz. Üstelik homeopatik yardım senin kuvvetini artıracağı için,
aldığın her homeopatik yardımdan sonra giderek daha az hasta olacaksın.

Bir Üniversite Öğrencisine homeopati nasıl anlatılır? (Sağlık alanında, homeopati bilmeyen)

Homeopatinin temel prensiplerini 1700’lerin sonunda, Alman bir doktor olan Samuel Hahnemann araştırmaya başladı. İlk kitabını 1810’da, son kitabını 1842’de yazdı. Aradan geçen zaman içinde başka pek çok doktor olan ve olmayan homeopat, homeopatinin gelişimine önemli katkılarda bulundular, kullanılan ilaç sayısı bir kaç yüzden 8000lere geldi. Halen dünyanın çeşitli kütüphanelerinde bu konuda 11.000’den fazla yayın bulunmakta. Ülkemizde ilk homeopati derneği 2003’de izmir’de kuruldu. Bugün ise, çok şükür, Veteriner Homeopati Derneği bile var. Ülkemiz dahil olmak üzere 70’den fazla ülkede yasal olarak, devlet denetiminde icra ediliyor.

Peki nasıl iyileştiriyor?
Hasta doktor görüşmesi sonucunda hastanın bireysel özellikleri saptanır, kan testleri, rontgen, mr vs çoğu kez gerekli değildir. Hastanın ve yakınlarının anlatacakları yeterli olur. Öğrenilen detaylı semptomlar, homeopatik literatürde taranır ve o semptomlara iyi gelebilecek ilaçlar arasında homeopat hangisinin en uygun olacağını seçer.

Bir doktora (Homeopatiyi Bilmeyen) homeopati nasıl anlatılır?

Homeopatiyi keşfeden kişi bir tıp doktoru, onun öğrencileri de tıp doktoruydular. Ebelerin, hemşirelerin, naturapatların bu yetkiyi alması daha sonra olmuştur (ülkemizde sadece tıp doktorları ve diş hekimleri homeopatik tedavi verebilir, mevcut yasalarımıza göre). O kadar ki, çağının en iyi homeopatlarından olan ve homeopayi bizzat kocasından birebir öğrenen eşi Melanie Hahnemann, eşi öldükten sonra doktor olmadığı gerekçesi ile hasta bakması yasaklandığı için homeopatlık yapamamıştır ama istese bile doktor olamazdı çünkü o yıllarda kadınları üniversiteye zaten kabul etmiyorlardı. Bu detayı anlatmamın sebebi şu: Homeopati doktor olmayanların, doktorlara veya tıbba alternatif olarak ileri sürdükleri bir iddia değil. Bizzat tıp doktorları tarafından keşfedilen ve daha sonra geliştirilmeye devam edilen bir tedavi şekli. Yani ara sıra birilerinin iddia ettiği üzere bir safsata ya da şarlatanlık değil. Peki farkı ne. Klasik tıbbın metotları hastalıkla değil, sadece semptomla savaşır. Ağrısı olana ağrı kesici verir. Kabız olana müshil verir. Homeopati ise semptomu değil, hastalığı da değil, hasta olan kişiyi inceler. Onun niye hasta olduğunu bulur. Sadece olan hastalıktan kurtulması için değil, aynı zamanda bir daha o hastalığın geri gelmemesi için gereken tedaviyi uygular.

Bir Doktora (Homeopatiyi Biraz Bilen) homeopati nasıl anlatılır?

Hem klasik tıbbı, hem homeopatiyi bilen bir doktorun vereceği en önemli karar şudur: Karşısındaki hasta en çok faydayı klasik tıbbın metotlarından mı, yoksa homeopatiden mi görecektir? Bu hasta için sadece biri yeterli olacak mıdır? İkisini birden mi kullanmak gerekecektir? İkisini birden kullanmak gerecekse bu harman nasıl yapılacaktır. Çünkü yanlış zamanlamalar, yanlış kombinasyonlar yine geri teper ve hastayı kötüleştirir. Ben tüm bilgimle ikisini de yapayım, birinden biri işe yarar veya birlikte daha da kuvvetli etki eder -otomatik- yaklaşımı ne yazık ki yanlıştır ve bu hatanın yapıldığını hala görmekteyiz. Semptom baskılayıcı kimyasal ilaçlar, homeopatik ilaçların çalışmasını etkilememiş olsalar bile işe yarayıp yaramadıklarını anlamayı imkansız hale getirerek, homeopatik tedaviyi çıkmaza sokarlar. Üstelik, homeopati, kişiyi, onun kendi gücünü kullanarak iyileştirir. Ama çok yaşlı, çok yorgun, çok hasta, çok yıpranmış kişilerde artık bu güç yoktur. O zaman onları iyileştirmeye çalışmak, bunu zorlamak o kişiye fayda sağlamaz. Bu nedenle bazen homeopatik ilaçla bile semptom baskılayıcı ve konfor artırıcı bir tedavi uygulamak gerekebilir, ya da homeopatiye hiç başvurulmaz.

Kaynak>>

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz