Beyler bu yazıyı sevmeyebilir, uyarayım. Dilerseniz pas geçin bu seferlik. Bursa demişken tarihi kaplıca hamam kültürünü es mi geçseydim? O değil de ben olayı glutene nasıl bağlarım bilmiyorum, neyse çember çizmeye başlayayım da hadi hayırlısı.

Küçükken kaplıcalardan nefret ederdim. (Ebeveynler çalışınca büyükanneyle büyüyen çocukların kaderidir gidilen yerlere çanta gibi taşınmak. Yoktu ki o zaman anne-çocuk atölyeleri, waldorf pedagojisi benimsemiş kreşler, “evde montessori” vs.) Ama kaplıcalarda yaşlı teyzelerin orada saatlerce zaman geçirmesi, çıkınca “hararet yaptı” deyip Uludağ gazozu devirmeleri, aslan ağzından akan kaynar suda dakikalarca (tenleri bordo olana dek) oturmalarına şimdi geriye dönüp baktığımda hayret ediyorum. Küçücük yaşımda dayanamazdım o buhar ve sıcaklığa. Görsem söylerim şimdi; teyze ne gazozu, 21 gün böbreğin onu süzmekle uğraşacak, yazık değil mi, gelmişsin kükürtlü kaplıcaya iç bir ayran, ev yoğurdundan olsun…Deli derler herhalde.

Lisede bu bakış değişti. Okul çıkışı kışın, mayoları alır termal havuza giderdik kızlarla. Fransızlar, suni hamamları ve peelingi bu hamamlardan ilhamla geliştirmiş derdik/öyle okurduk. İpek kese peeinge karşı. İşte o dönemlerden aklımda kalan bir koku varsa, mis sabun kokusudur. Ben rengârenk şampuan ve jellere bayılırken anneannem ısrarla zeytinyağlı sabun kullanırdı ve hala öyle yıkar saçını. Eklemleri Allahlık, iç hastalıklar bol ama saçların maşaallahı var. Bense yarısını ergenlikte bıraktım galiba.

Organik şampuan kullandım senelerce; sonra öğrendim ki asıl zararlı olan sabunu sıvı hale getirmekte kullanılan kimyasallar. Yağlar organik olmuş neye yarar? Ananemin sabunu denedim bir heves. Saçlar oldu mu keçe! Leylek yuvası adeta. Yok, alışık değiller. Sonra piyasada ne varsa alır oldum bir dönem. Dıştan beslesen neye yarar, içe bakmak lazım. Derken bıraktım, dağınık kalsın.

Derken evdeki kimyasallara da göz atar oldum. Ellerimizi zımparaya dönüştüren sıvı sabunları es geçmeyelim. “Hijyenik değil”e inandırıldığımız katı sabun en iyisi yine. Hepsinden kurtulamadım yoo, ama mutfak elzem bana göre.

Geçenlerde bulaşık deterjanı yaptım evde hani. Deterjan içeriğimi olumlu değerlendiren bir eczacı hanım yorum yazınca haberdar oldum @ipeksabun ’dan. Hesabı inceleyince doğal şampuan isminde sabun formunda katı şampuana (şampan) ve deopek isimli ürüne denk geldim. Ve zeytinyağlı/kahveli/lavantalı sabunlara…Ücretsiz numune gönderiyor. Kargoyu bir zahmet ödemeniz gerekiyor, “Rabbena, hep bana” olmaz öyle. Hemen denedim ama birkaç kez saçımı yıkayarak haber vermek istedim size. Şampuandan farkı yok, kokusuz ama yumuşacık yapıyor. Ve daha önemlisi, kadın girişimcileri özel bulmam…Evet benim için bir adım öndeler, fena ayrımcıyım. (Fonda, Amy Winehouse çalıyor: You Know I’m No Good.) Alkışlarken size de haber vermek istedim. Gluten bunun neresinde mi? #tek derdimizgluten olsa. Siz de.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz